Dünya çok güzel.. Ve ölmeden önce bu güzelliklere şahit olmak istiyorum
21 Nisan 2014 Pazartesi
Gizli Cennet & Akyaka
Yolu Muğla’ya düşen birinin biliyorsa mutlaka uğradığı, bilmiyorsa da mutlaka uğraması gereken gizli bir cennet Akyaka.. Evleri, denizi tek kelime ile kusursuz. Yazın bile meltemi eksik olmayan Akyaka aynı zamanda evleri ile meşhur. Buraya geldiğiniz zaman ilk dikkatinizi çeken şey zaten evlerin aynı stilde olması. Evlerin bahçelerini süsleyen begonvilleri ile davetkar ve sıcak olan Akyaka Kentsel sit alanı ilan edilmenin yanında Türkiye’nin önde gelen Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş ve Türkiye’nin 6 yavaş kentinden (Slow City) biri olmuştur ..
Akyaka’nın yoluna girdiğiniz an sizi karşılayan manzara işte bu.. Ve tam bu noktada durupta resim çekmemek imkansız.. Zaten yol kenarına park edip resim çeken bir sürü insanla karşılaşıyorsunuz :)
Bu evlerin yaratıcısı aslında şair,yazar,gazeteci olan, eğitimini bu yönde tamamlamış, mimarlık eğitimi olmamasına rağmen Ağa Han Uluslararası Mimarlık ödülünü alan tek kişi olan Nail Çakırhan ‘dır. Uzun yıllar önce hastalanınca doktorlar dinlenmen gerek demiş ve o da eşi ile Akyaka’ya taşınmış. Sonrasında burada evler inşaa etmeye başlamış. Mimar olmadığından mimarlara kafasındakileri anlatıyormuş onlar da uygulamaya geçiyorlarmış. Bu evler aynı tarzda ama çok güzel yapılmış.. Sonrasında burada farklı bir ev yapılmamasına karar verilmiş ve uygulama aynen devam etmiş.. Gerçekten enteresan değil mi? Dolayısıyla Akyaka evleri denildiğinde Nail Çakırhan akla geliyor.Burada adını alan Kültür ve Sanat evi mevcut.
Ve Akyaka evleri..
Daha önce de 3 kere Akyaka’ya gelmiş denize girmeden sadece azmak nehrindeki turlara katılıp sahildeki teknelerde balık ekmek yemiştik..
Öncelikle Azmak tekne turundan bahsedip oradan balık/ekmeğe bağlayacağım konuyu. Çünkü önce tura katılıp iştahımızı iyice açmamız gerek :) Tekne derken aklınıza bangır bangır müzik çalan “eller havaya” tekneleri gelmesin. Gayet sakin, az kişi kapasitesi olan teknelerden bahsediyoruz.
Biri karşıdan geliyor bile.. :)
Turların saati 45 dakika ile en uzunu 1 buçuk saat arasında değişebiliyor. Bu nehirde kesinlikle balık tutmak yasak!! (ama gözü dönen bir kaç kişinin balık tuttuğunu görmüştük) Bu nehre herhangi bir müdahalede bulunmakta yasak.. Tamamen koruma altında.Azmak nehri denmesinin nedeni suyun akıntısının çok kuvvetli olması yani azgın akması sebebiyle Azgın kelimesinden Azmak adını almış.Kadın Azmağı denmesinin nedeni: bundan 30 sene öncesinde şebeke suyu olmadığı için halk çamaşırlarını Azmak’ta yıkarmış.. Bu yüzden Kadın Azmağı denmiş. Suyun durmadan akması suyun berraklığını ve temizliğini sağlamakta..Azmak 1.derece sit bölgesi olup korunmakta.. Uzunluğu 2 km civarındaymış ve tekne ile gezilebilen kısmı 900 mt imiş. 400 civarı kaynatan besleniyormuş. İçinde su kaplumbağaları, yılan balıkları, kefal ve levrek yaşıyor.Suyunun %60 ı sodalı mineralli imiş.
Su sıcaklığından bahsedecek,olursak.. Sıcak mı? O da ne? Burada kesinlikle sıcak su falan aramayın zira nehirden akan su yaz-kış buzzz gibi.. Derecesi ile ilgili çeşitli rivayetler var. Herkes başka birşey söylüyor.. Kimi 4 derece kimi 8 derece diyor. Benim için ne dendiği hiç önemli değil çünkü o suya ayak parmağını sokmak bile her babayiğidin harcı değil.. Diye bir cümle kurduktan sonra şimdi yazacaklarım pek akıllı insan işi gibi gelmeyebilir size.. Ne olursa olsun biz bu tertemiz suyu bulmuşuz..Atlamadan durur muyuz? Tekne turu dönmeden önce uç noktada bir yerde duruyor ve kaptan soruyor: “suya girmeye cesareti olan var mı?” İşte o an sevdiceğim ile birbirimize bakıp hemen ayaklanıyoruz :) Bizimle birlikte bir kişi daha cesaretleniyor ve biz teknenin ucuna gidiyoruz. Kaptanın talimatına göre suya önce ayaklarımızı sokuyoruz ve dayanmaya çalışıyoruz.Dayanmaya çalışıyoruz kelimelerinin altını çiziyorum. Sonra yavaş yavaş suya giriyoruz ama vücudunuzun her yerini minik minik milyarlarca böcek ısırıyor gibi hissediyorsunuz. Manyak falan değiliz, bunu mutlaka yaşamamız gerekiyordu sadece :) Kaptanın dediğine göre bu şekilde yavaşça alışarak girmez de birden suya atlarsak vücut reaksiyon gösterirmiş ve kalp krizi geçirebilirmişiz. Ne derece doğru bilmiyorum ama işi şansa bırakamazdık tabiki.. Bu arada ben böyle güzel güzel anlatıyorum ama sakince geçmiyor bu evreler.. Biz suya girerken durmadan çığlık falan atıyoruz ve teknedeki diğer yolcular bize destek olup ıslık çalıyorlar, tezahuratlar vs..(gaza getiriyorlar yani:) ) Sonuç olarak o suya girdik, o suda yüzdük.. Ve suya alışma diye birşeyde yok. Alışamıyorsun, hala buz!! Ancak muhteşem bir deneyim.. Tek korktuğum şey ise adından dolayı yılan balıklarıydı.. Allahtan sudayken ne ben onları gördüm, ne onlar beni.. Belki de ben öyle sanıyorum :)
Neyse efendim, herşeye rağmen suda bayaa kaldık, sudan çıktık ve kendimizi çok ferahlamış hissediyorduk..Çünkü içindeki minerallerden dolayı bu hissi yaşatıyormuş.. Yine kaptanımızdan bilgiler :)
Bu kadar yazı yeter.. Biraz görsellerle anlatalım bu cenneti..
(suyun ne kadar soğuk olduğunu buğusundan da anlayabiliyorsunuz.. )
Bolca kaz,ördek eşlik ediyor yol boyunca bize..
Suyun içideki ormanın üzerinde gidiyoruz resmen..
Sonrası da dönüş..
İlk iki gelişimizdeki katıldığımız turlarda neden suya girmedik diye hayıflandık. Ancak ilk kez kaptan böyle bir isteği olan var mı diye sordu..
Eee bu kadar yüzme, tur falan derken karnımız acıkıyor tabi..Gelelim burada ne yemeli kısmına:)
Denize bu kadar aşık olan ben, konu yemek olduğu zaman deniz ürünlerini asla tercih etmem ve mecbur kaldığım zaman da bir iki balık türü dışında birşey yiyemem. Ancakk işte az önce bahsettiğim tekne var ya, ahh o tekne.. özel sosuyla pişirdiği mezgiti öyle güzel yedirtiyor ki.. Hani yeme kapasitem olsa bir tane daha isteyeceğim :) Şiddetle tavsiye edilir.
Tekneden bakınca görünen..
Geçmişi bırakıp gelelim bu seneki gezimize..
Akyaka’nın hakkını çok yediğimizi düşünüp” neden sadece geziyoruz da bu güzel denizin tadını çıkartmıyoruz” dedik. ve sabah erkenden rotamızı Akyaka’nın buzz sularına çevirdik. Geçen gelişimizde nehirde yüzmüştük. Denizinde su derecesi nehir gibi olmasa da serin.. Ben zaten denizin çok sıcak olmasını sevmem.. Tam benlik yani.. Ama çoluk çocuk geldiğiniz zaman çocuklar ne derece girer ya da onlar girse de evhamlıysanız siz ne derece girmelerine izin verirsiniz bilmiyorum.. Ama tabiki doğru kelime:muhteşem.. Pırıl pırıl, serinletici muhteşem bir deniz. Arkası alabildiğine orman ve önü deniz.
Bu arada sahilde tanıştığımız minik dostumuzu es geçemeyeceğim. Avuç içi kadar ama yüzmeyi seviyor :)
Kendisi ile epey zaman geçirdik.. Sudan çıktığında soğuğun etkisiyle uzun süre ağladı. Titreyip durdu. Sarıp sarmaladık.. Ama bir baktık yine girmiş.. Küçük,sevimli ve yaramaz :)
Akyaka’dan Ören yönünde ilerlediğinizde Çınar diye adlandırılan yere varıyoruz. Burada da bir tesis mevcut, mekan sakin.. Kafanızı dinleyebilirsiniz..
Biraz daha ilerleyince kimsenin olmadığı koylara ulaşıyorsunuz. İster burada kendinizle başbaşa kalın, ister tesisten faydalanın.. Ama mutlaka burada da denize girin :)
Biz bu sene sadece 1 günümüzü ayırmayı düşünürken 2 gün geldik Akyaka’ya.. Bir kere geldiniz mi duramıyorsunuz zaten :) Konaklamak içinde tercih edebilirsiniz. (Ki önümüzdeki zamanlarda buraya ayrı tatil planı yapacağız) Ya da bizim gibi Marmaris’te kalıp buraya gelebilirsiniz. Marmaris buraya çok yakın. Butik oteller, apartlar,pansiyonlar, orman işletmelerine ait kamping alanı.. Ne şekilde konaklamak isterseniz isteyin seçenekleri oldukça geniş..
Resim konusunda bayaa cömert davrandım sanırım:) Bol resimli bir yazı oldu.. Ama inanın ancak bu kadara indirgeyebildim. Normalde Akyaka albümümde oldukça fazla resim mevcut :) Bunlar çok küçük bir kısmı..
Biz bu gidişle her sene uğramaya devam edeceğiz. Çünkü zamanınız olmasa bile Akyaka tabelasını görüp buraya gelmemek gerçekten kayıp olur. Asla es geçilmemesi gerek, hatta tatilin büyük bölümünü ayırabileceğiniz sakin ve huzurlu bir yer Akyaka.. Gürültülü gece hayatına meraklıysanız burası uzun süre kalmak için size uygun değil ama doğayla başbaşa kalıp dinlenmek için bulabileceğiniz en iyi yerlerden biri..
İnsan gerçekten özlüyor..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder